GÜZEL MÜSLÜMANLIK…
GİMDES Teknik Bilim Kurulu Üyesi Prof.Dr.Ali Nihat Eskioğlu 14 kasım 2016 tarihinde GİMDES merkezinde ’’Güzel Müslümanlık’’ konusunda bir seminer verdi. Seminer içeriğinde güzel Müslüman olabilmemiz için yapmamız gerekenler konusunda önemli uyarılarda bulundu. Prof.Dr. Ali Nihat Eskioğlu hocamızın seminer programında üzerinde durduğu önemli hususlar şöyledir;
Güzel Müslüman Nasıl Olabiliriz?
Dünyada Allah’ı bilmeyen O’nu ahirette göremeyecektir.Dünyada marifet zevkini tatmayan ahirette müşahede tadını alamayacaktır.
Marifetullah ve muhabbetullahın kalbimizde zuhur edebilmesi için kalbin cilalı olması lazımdır. Kalp nasıl cilalı olur? Kalpte zikir vardır, dünyadan hiç bir şey yoktur. Hepsinden boşaltılmıştır. Kalbimizden dünya sevgisini çıkaralım ki oraya Allah sevgisini Allah aşkını koyabilelim; marifetullahı koyabilelim. Dünya sevgisinden başka öfke, şehvet, gaflet bunlardan da uzak durmamız gerekmektedir.
Hasan-ı Basri hazretleri Basralı bir Allah dostudur. Bir gün ikindi namazını kılıyorlar ve ikindi namazını kıldıktan sonra dışarıya çıkıyor. Caminin kapısında bir taraftan çıkan çok kalabalık cemaate bakıyor bir taraftan ağlıyor. Hem cemaate bakıyor hem ağlıyor. Birisi gelip soruyor “Hocam neden ağlıyorsun?”. “Manevi ilme heves edenler gün geçtikçe azalmaktadır. “Elde fırsat varken müslümanlar neden bu ilmi kazanmaya çalışmazlar?” diyor.
Hasan Basri hazretleri, cemaatin içerisinde manevi ilimden nasibini almadan göç edecek olanlara yani bu dünyadan manevi ilimlere sahip olmadan ahirete gidecek olanlara acıyor ve büyük nimetlerden mahrum olacaklarından dolayı ağlıyor. Ağlama sebebi budur. Yani o insanların büyük bir kısmında heves azalmış. Ve diyor ki “Manevi ilimlerden nasibini alamayanlara yazıklar olsun.” Yani manevi ilimlere sahip olma gayretinde olmayanlara yazıklar olsun diyor Hasan-ı Basri hazretleri. Halbuki Hasan-ı Basri hazretlerinin zamanı tebe-i tabiin zamanıdır. Günümüzde toplum olarak daha da üzücü bir durumdayız.
Yalnız zahiri ilimleri okuyup manevi ilimlerden habersiz olanlar. Kullandığı gözler açık olsa da kalp gözleri kapalıdır. Kişi sadece zahiri ilimler ile uğraşmış manevi ilimler ile hiç meşgul olmamıştır. Manevi ilimler öyle bir şey ki Cenab-ı Allah kalbe vaaz ve nasihat ediyor. İlahi emir ve yasaklardan; yasaklar da haramlar veya sünnetlere uymamaktır. Dolayısıyla bunlardan yoksun kalanlara Hasan Basri hazretleri acıyor. Ve diyor ki bunların halleri perişandır. Çünkü bu kalp ilmini Allah yalnız edepli müttakilere bahşeder. Yani manevi ilimlere sahip olabilmek için hem edepli olmak; adablara riayet etmek hem takvalı olmak; müttaki olmak gerekir.
Seçkin sahabeler ve insanlar bu sırra varabilmek için bütün imkanlarını harcamışlar. Marifetullah ve muhabbetullahtan başka insan için daha büyük bir nimetin bulunamayacağını ifade etmişlerdir. Dünyada erişebileceğimiz en büyük nimet marifetullaha ve muhabbetullaha erişmekdir.
İnsanı ilahi muhabbete götüren on çare bulunmaktadır. Bunlar:Tövbe, Zühd, Tevekkül, Kanaat, Uzlet, Midenin Orucu, Zikir, Rabıta, Murakebe-Riyazat ve Rıza’dır. Yaşadığımız sürece muhabbete erişebilmek için güzel Müslüman olma yolunda gayret göstermemiz gerektiğini unutmamalıyız.