MEVLİD-İ NEBEVİ KUTLAMA GECEMİZ MÜBAREK OLSUN…

Şu hale bakın. Kainatın hasretle beklediği, Allah(cc)’ımızın alemlere müjdeleyici ve korkutucu olarak gönderdiğini bildirdiği rahmet Peygamberimiz Muhammed(sav)’in teşrif ettiği gecenin yıl dönümünü te’sid edeceğimiz bir zamanda şerefsizce hakaret edenler var. Şairin dediği gibi “Oluklar çift. Birinden Nur akar birinden kiir.

Bu gece Mevlid-i Nebevi Kutlama gecemiz. Bu gecemizi tebrik ediyor ve tüm İslam ümmeti için hayırlara vesile olmasını niyaz ediyorum.

Rabbimizden, O’nun yüzü hürmetine bizi bağışlamasını, bizi affetmesini ve O’na layık olacak bir ümmet olmamızı dileyelim.

“(Ey Muhammed!) Biz seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik” (Enbiyâ,17) ve “Biz seni ancak bütün insanlara müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik” (Sebe, 28) âyetlerinde açıkça belirtildiği gibi, rahmet peygamberini bütün dünya beklemekteydi. Hz. Musa aleyhisselâma gönderilen Tevratta; müjdeci, uyarıcı, katı yürekli olmayan, sokaklarda bağırıp çağırmayan, kendisine yapılan kötülükleri iyilikle karşılayan, affeden özellikleriyle anlatılan Peygamber Efendimizin gelişini, herkes hasretle bekliyordu. Kurânın ifadesiyle Hz. İsa onun gelişini şöyle müjdeliyordu: Hatırla ki, Meryem oğlu İsa: “Ey İsrailoğulları! Ben size Allahın elçisiyim, benden önce gelen Tevratı doğrulayıcı ve benden sonra gelecek, Ahmed adında bir peygamberi de müjdeleyici olarak geldim” (Saf,6),

Allah Teâlâ, bütün peygamberlerden ümmetleri adına onun peygamberliğini tasdik edeceklerine ve ona yardımcı olacaklarına dair söz almıştır. Nitekim bu husus Kurânda şöyle anlatılır: “Hani, Allah, Peygamberlerden: Andolsun, size vereceğim her kitap ve hikmetten sonra, elinizdekini doğrulayan bir peygamber geldiğinde, ona mutlaka iman edeceksiniz ve ona mutlaka yardım edeceksiniz diye söz almış ve Bunu kabul ettiniz mi, verdiğim bu ağır görevi üstlendiniz mi? demişti. Onlar, Kabul ettik demişlerdi. Allah da, Öyleyse şahid olun, ben de sizinle beraber şahit olanlardanım” (Âli İmrân,81) demişti.

Kurânı Kerimden önce gelen bütün kutsal kitaplarda, Peygamber Efendimizin geleceğinden ve özelliklerinden söz edilmiştir. Ancak Hıristiyan ve Yahudi din adamları bu gerçeği gizlemişler ve tahrif etmişlerdir. Kendilerine kitap verdiklerimiz onu (o kitaptaki peygamberi), öz oğullarını tanıdıkları gibi tanırlar. Buna rağmen onlardan bir grup bile bile gerçeği gizlerler.’’ (Bakara,146) âyeti bu gerçeği vurgulamaktadır

Allah Teâlânın, insanlığa gönderdiği en son rahmet elçisi ve hidayet öncüsü Hz. Muhammed (s.a.v)’in Allah katından getirdiği ilahî davetini ve onun örnek ahlâkını anlamak, anlatmak, ona duyulan engin sevgiyi gönüllere yerleştirmek, topluma aktarmak maksadıyla yıllardır müslümanlar, onun dünyaya teşriflerini Mevlid kandili olarak kutlamaktadır.

Şu hale bakın. Kainatın hasretle beklediği, Allah(cc)’ımızın alemlere müjdeleyici ve korkutucu olarak gönderdiğini bildirdiği rahmet Peygamberimiz Muhammed(sav)’in teşrif ettiği gecenin yıl dönümünü te’sid edeceğimiz bir zamanda şerefsizce hakaret edenler var. İt ürür, Kervan yüyürür. Şairin dediği gibi “Oluklar çift. Birinden Nur akar birinden kiir.

Senin insanlığa sunduğun o sıcak iklime bugün ne kadar muhtacız ya Resulallah(s.a.v.)”

Mevlid-i Nebevi gecemizin tüm İslam Ümmetine hayırlar getirmesini Rabbimizden niyaz ederiz.